Rengahenk Farah Zeynep Abdullah

Şu sıralar hem bir dizi hem de sinema projesiyle huzura gelecek Farah Zeynep Abdullah bembeyaz bir tuval gibi: Al eline fırçayı, paleti; resimlerden resim beğen...
Röportaj: Ebru Çapa | Fotoğraf: Tamer Yılmaz

Farah Zeynep Abdullah’la, çekim ekibi toparlanıp gittikten, el ayak çekildikten sonra, oturmuş laflıyoruz. İnsan bizzat şahit olmasa, şimdi kanepeye çökmüş, kucağındaki kocaman tabağa kafasını gömmüş, bir yandan yemeğini yiyip bir yandan bıcır bıcır konuşan, şakırcasına kahkaha atan, bir soru cevaplıyorsa karşılığında üç soru soran şirinlik muskasının, daha yarım saat önce, kameranın önünde seksapel konuşturan, serin mi serin, alımlı genç kadınla aynı kişi olduğunu idrak etmekte güçlük çekebilir.
Şirinlik muskası derken, tabiri herhangi bir kinayeden ya da olumsuz manadan arındırarak düşünmeniz rica olunur; zira ne diyeyim, bilemedim. Kuş gibi fiziği, flaşör ferli gözleri, tepesinde kıvırıp toplayıverdiği saçları ve iki kulağına yayılan gülüşüyle, gençlik festivali tanıtımına model bile değil, maskot olur; alıp anahtarlığına falan takmak istiyor insan, öylesine sevimli.
Sivil haliyle gayet baskın bir aurası var, o kadar kendi gibi ki o kadar olur. Kamera önündeyse tüm zamanların renklerine açık, beyaz bir kanvas gibi, tuval gibi. Al, gönlüne göre şekillendir işte...

Yorumlar

Popüler Yayınlar